Ana Sayfa

 

İCAZE Lİ’L-MECHUL

 

İcazet çeşitlerinin dördüncüsü olup icaze mechule adıylada bilinir. İsmi ve mahiyeti belirlenmemiş mechul bir Kitab'ı rivayet etmesi için belli bir şahsa, yahud belirli bir Kitab'ı rivayet için mechul bir şahsa icazet vermek şeklinde uygulanmıştır. İlk uygulama icaze li'l-mu'ayyen bi'l-mechul; ikincisi ise icaze li'l-mechul bi'l-mu'ayyen isimleriyle bilinir.

 

Mechul'e veya mechul için icazet verirken Şeyh, söz gelimi, bir kaç sunen Kitab'ı rivayet etmiş de hangisinin rivayetine izin verdiğini açıklamaksızın 'Eceztu ke kitabe's-sunen' (Sana sunen Kitabını rivayet etmene izin verdim) yahud 'Eceztu (leke) (ba'da) mesmu'ati' (işitmiş olduğum Hadislerin bir kısmını rivayet etmene icazet verdim) yahud da ismiyle nisbeti müşterek birkaç kişiden hiçbirini tayin etmeden mesela ''Eceztu li Muhammed b. Halid ed-Dimeşki'' derse gerek mucazı, gereksi mucaz lehi mechul bırakmış olur. Böyle bir icazet batıl olduğu gibi bu şekildeki icazetle rivayette haramdır. Şu var ki, icazeti veren yalnızca söz gelimi sunen-i Ebi Davud'u rivayet eden kişi olarak bilinir; yahud ismini andığı şahsın kim olduğu başka bir surette açıklanır ve bu karine ile cehaleti zail olursa icazet sahih olur. Bunun gibi bir kimseden şahsını görmediği diğer birine icazet vermesi istenir, o'da şüpheye yer bırakmayacak şekilde icazet verdiği kimsenin adını tasrih ederek Hadislerini rivayet'e izin verirse, verdiği icazet yine sahihtir. Böyle bir durumda muciz'in icazet verdiği kimseyi gömrnesi şart değildir. Şahıslarını bilmediği fakat verdiği icazetnamede isimleri şüphe götürmeyecek şekilde açık olan bir guruba icazet vermesi de böyledir.